Tuesday, April 30, 2013

Bir bucuk ask hikayesi cek, acili olsun!

Sene 1950, ailem tren garinda beni ugurluyor, annecigim telasli bir sekilde bir yandan yuzumu gozumu siliyor, diger yandan da titrek bir sesle gidecegim o yabanci ulkede ne yapip ne yapmamam gerektigini siraliyor. Babamsa gec kalmamam icin beni trene dogru iterken annemin yuzume dokunan parmak uclarini ayirmaya calisiyor benden. Babalar oyledir iste uzuntulerini belli etmemek icin biran once olsun bitsine getirirler meseleleri, ve tabi ayriliklari da. Bir anne ne kadar islaksa ve gurultuluyse ayrilik sahnelerinde, bir baba da o kadar sessiz ve kurudur... 

Trene bindigimde telasliydim, kimin yaninda katlanacaktim ben bu uzun yolculuga? Siz taniyor muydunuz? hayir elbette, benim gibi sizde merak ediyorsunuz. Cok heyecanliydim. Koltuk numarami buldugumda seksen yaslarinda iyi giyinimli bir beyfendinin (bu tariften bu hikayeyi anlatanin bir bayan oldugunu anladigina bahse girip kazanasim var) yaninda oturacagimi anladim. Gazetesine goz gezdiriyordu. Yasli insanlarla yolculuk etmeyi severim, sizin anlattiginiz seyleri dikkatle dinler ve konu ile alakali akrabalarindan ornek vererek size hicte ozel olmadiginizi ustu kapali bir sekilde guzelce izah ederler. Fakat bu bey amcada bir degisiklik vardi. Ben onun yanina oturacagima gore, kesin farkliydi bu bey amca. Yoksa siz bu hikayeyi neden okumak isteyesiniz? ve yahut ben neden yazmak isteyeyim degil mi? Ilerledim, tam koltuguma yerlesirken "merhaba" dedim, o da basini salladi gulumsedi ve "merhaba evlat" dedi. Pinokyo'ya cocuklugumdan beri Gebetto gibi bilge bir ustasi oldugu icin hep heveslenmisimdir, bu beyamca da benim hayallerimde ki Gebetto'nun ete kemige burunmus haliydi sanki. Ben yanina otutur oturmaz gazetesini katladi kenara birakti, hava guzel, uzun bir yolculuk olacak, ben surdanim sen nerdensin gibi ufak tefek meseleleri hizla geciyordu ki benim en cok dinlemek isteyecegim onun da en cok anlatmak isteyecegi konuya hemen gelebilsin. sizinde o kisimlari deli gibi merak edip okumak istemediginizi de tahmin edebiliyorum. "Eski bir gonul macerasiydi" dedi. Eyvah basliyoruz benim mendilim nerde diye icimden gecirmeye kalmadi ki ekledi " buyuk hata ettim, bir mektup yazmamakla" Bu cumleyi bitirirken, tren cigligi basti, hareket ediyorduk.

"Ben cok sevdim evlat, ama soylemedim...O da farkindaydi alakamin fakat bana hic cesaret vermedi. Evlendigi gun, birbirimize baktik ve gulumsedik, o bana "neden bir kere bile dile getirmedin" diye gulumsedi, ben de ona "benim seni sevmeye hakkim varmiydi ki?" diye gulumsedim...Evlendiginde o tam onsekizinde bir tazecikti, ama ben o gunden beri bu yasimdayim." dediginde o kadar uzulmustum ki tam gozlerimi kapayip gozyasimi nasil saklarim diye dusunurken, bir kahkaha koptu... Beyamca kahkahalarla gulmeye basladi, yahu "siz gencler ne kadar da yufka yurekli oluyosunuz" dedi. Ne yapacagimi sasirmis bir sekilde saskin gozlerle ona dogru bakiyordum...Saka miydi bu? Ne acimasiz adam diye icimden gecirdim, o da hem guluyordu hemde "hadi hadi itiraf et boyle bir hikayeyi duymayi cok istiyordun, istiyordun degil mi?" dedi. "Valla ne yalan soyleyeyim ben de boyle bir hikaye anlatmak istedim."

Ve ekledi "Simdi sana hayatimdan bahsetsem evlat, bu yol cekilir miydi saniyorsun?" Hakliydi, biz acili ask hikayelerini mutlu hikayelerden daha cok seviyorduk!

Bende size sorayim o zaman hadi itiraf edin sizde boyle bir hikaye duymayi istiyordunuz dimi?

Ben simdi size sene 2013, metroya bindim, Yasli Amerikali bir amca bana merhaba dedi, ilk yirmi dakka boyunca hic konusmadik, sonrada bana hangi ulkeden oldugumu sordu, Istanbula geldigini esiyle muthis bir tatil gecirdiklerini birbirlerini cok sevdiklerini soyledigini anlatsam, yazinin bu kismini okuyor olur muydunuz? Insan istiyor boyle basindan ask acisi gecmis yaslilarla otursun kalksin ama nerde?, ben istemez miyim dogrulari yazmak, ama yok iste hayat bayatlamis sene olmus 2013 dile kolay... Hani filmlerdeki gorsel efektler var ya, oyle dusunun, onlar da yalan, ama onlari seyrediyosunuz...


Ben simdi bu saatte uyumak yerine neden bunu yaziyorum ki? Neyse alinan vakitlerinizin geri iadesi yoktur, feyizlenmeye bakin! feyizlenecek birsey bulabilirseniz...

No comments:

Post a Comment