Tuesday, April 30, 2013

Ufak bi tesbitim var anlatıp gidicem, beş dakkanı almaz! ya da neyse ya banane n'aparsanız yapın!

Suan kendimi kendime kızar buluyorum, şu an mesela kendime uzunca bir azar çektiğim bir an, sizinde başınızı şişiricem ama bıktım kendimden...İnsanların yaptıkları söyledikleri falan o kadar kafamı kurcalıyor ki. Bu bir kıskançlık değil, hayır, yani, neyse suan "banane ya naparsanız yapın" hali geldi, bütün aklımdakiler yazmak istediklerim tüm önemlerini portmantodan alıp kapıyı çekip çıktılar. Bak ben neye kızmıştım şimdi?

Neyse benim cidden çok ödevim falan var, şunu diyip gideyim, biz bu aşkı sevgiyi, sevdayı dizilerden öğreniyoruz ya hani, sanırım reyting alma korkusu var bu yeni evlenen çiftlerde, reyting alamazsak sezon biter ayrılırız hesabı, yoksa bütün hayatlarını sosyal medyaya devirmelerinin başka bir açıklaması olamaz, bu yeme içme konusu da böyle, herşeyiyle böyle.

Yeni evli çiftlerin parmak arası terlikle havuz başı fotoğraflarını görünce biz noluyo ki? yada pasta, çay, kebap ,falan çekip koyunca? sonra bize noldu diye soruyolar kendilerine? iyiydik falan niye ayrıldık, kavga ettik? şimdi düşün, senin mutlu anın ortalığa ifşa edilince bir başkasının kavgası haline dönüşebilir mi? elbette dönüşür...Bir arkadaşım, başka bir arkadaşının evlilik yüzüğünü sosyal ağlarının gesi bağlarının birinde görmüş ve kendi nişanlısıyla kavga etmiş...neden benim ki de onunki gibi değilmiş kavganın amacı ama "ailen çok cimri " diye telaffuz etmiş, falan filan, birde eklemiş, "bana biçtiğin değer bu mu?" değerini parmağına taktığı yüzük kadar zanneden canım kız, al kız, bal kız! bence bir kayanın üstüne oturup ağlasaymışlar, biz nasil bu hale geldik diye?! nese banane n'aparlarsa yapsınlar!...şimdi bu metinde akıllı kimse aramayın! yani madur yada zalim yok bu olayda...bu konu hakkında besmilyonuçbiryüzseksen kez ben konuşurum da işte nese...

Bunu okuyan! sen şimdi kıskanıyorum falan diye düşünüyosun ama beni çok iyi tanımamana veriyorum, kıskanmıyorum hem kızıyorum, hem üzülüyorum, neyse ya banane valla, n'aparsanız yapın, ahir zaman repliği "bana bulaşmayın da" heh tamam oldu şimdi!


Bir ikindi vakti, Erzurumdaki köyümde hayat ettim kendimi, koca bir dağın kenarındaki kurak bir tarlada, dayım bağırmıştı bir kere "eyy burda yaşayanlarrrr! kaldı mı bu dünya sizeeee?" bende dayımın arkasına saklanmıştım, o kadar güvenle bağırmıştı ki korkmuştum biri çıkıp mezarından cevap verir diye. Sonra dayıma sordum, "ya çıksa biri dayı n'aparsin?" "keşke çıksa cevap verse" dedi, "imanımın daha artacağından değil ahirete, cevap verse de gafletimi anlasam!"

Ölüm var dı ya bak biz onu unuttuk yine, ocaklarımız söner, işlerimiz yarım kalır!

Allahın bize verdiği değer, bir pırlanta yüzükten fazladır, canım kız gel etme!





No comments:

Post a Comment