Wednesday, October 1, 2014

acaip bi yazi yazicam da beni kaleme kagida mecbur birakacak bi tini bulamadim...bakalim vakit ne zamansa o zaman cikar bisiler

bayadir sana yazmiyorum, Kralligi bu kadar bos birakirsan tabi insanlar cumlelerini alir calar anonim eder yururluge sokar...aslinda kiziyorum ama sasiriyorum da...neyse....ciddi bi ic dokme seansi icin kralliga ugrayacagim biiznillah...icim cok doldu icim pek tasti bundan size ne tabi ama belki faidesi olur hayata gecirilir bi cumle cikar icinden alir okur yasar tasar fokurdar dokulur feyizlenirsiniz...konu evlilik, konu musveddelik, konu hep hakli olmak, konu gonul ziline basip kacmak....uygun bi sarki bulayim hooop burdayim...selametle

Tuesday, July 29, 2014

Beni. Deli.Ettiniz

Eskiden beri insanlari anlayamiyorum, insanlar cok degisik iste ne biliyim ne cok tuhaf insan var diye soylenip dururdum. Buyudukce hatta yaslandikca daha da sasirmaya basladim. Vakit harcadikca karmasiklasiyor hersey... Insanlarda usta olunmuyor, erkegi kadini cocugu yaslisi hepsi ayri alem... Bi kere bencilligi almis biri butun herkesin tepesinden bosaltmis... Sen bencil degil misin? Her insanin dogasinda bencillik var dediginizi duyar gibiyim... Elbette muhakkak bende de bencillik vardir ama musade etmiyosunuz ki ben de olayim bencil... Herkes kafayi yemis... Kucuk kucuk hesaplar yapip mide bulandiriyosunuz.. Aman bana dokunmasin bin yil yasasin modundasiniz... Ne erkek erkek ne de kadin kadin artik... Herkesin sarti bahanesi cikari var... Yeni yeni insanlarla tanistikca iyice psikolojim bozulmaya basladi...insanin karsisina bi kisi mi cikmaz dogru duzgun? Meslek olarak insanlara yardim etmeyi sectim. Psikoloji okudum ilahiyati birakip...ama insanlarin yardima ihtiyaci falan yok...etrafa sacilip daha cok insanin kanina girin diye mi size yardim edeyim? Masallahiniz var turp gibisiniz biseyciginiz yok valla...hepiniz ayni kafa "ben sana demistim" adam bana yardim edecek hala once kendi reklamini yapmaya calisiyo... Bu arada bu laflarim bazisi icin kesinlikle gecerli degi...kimi arkadaslarim var ki uc nokta koyalim siz doldurun boslugu en guzel bisilerle....ama tavsiyem su aslinda uzatsam bu konu cok su goturur konusulur ama gerek yok iyi olanlariniz zaten iyi kotu ve bencil olanlariniza ise yalniz Allah yardim edebilir...ufak bi tavsiye ya adam olun, ya adam olmaya calisin ya da adammis gibi ortalarda gorunmeyin...ya oldugunuz gibi gorunun, ya gorundugunuz gibi olun ya da vazgectim hic gorunmeyin gerek yok insan musveddeleri...

Bu tavsiyeyi bile haketmiyosunuz da neyse...aaa ama yok size demedi size demedi hep o kotu cocuga dedi...siz supersiniz hic olur mu...

Tuesday, June 3, 2014

Asiri mezun olan kizin drami

Asiri mezun olmustum o yil. Boyle mepmezun ortada kalmistim.
Bi sabah bi uyanmistim ortada ve mezunum...

Asiri mezun olmustu sabah bi uyanmisti hop mezun olmus. Ne yapsa bilmiyordu, nasil bilsindi onceden onlem almamisti ki. Hayatinda hersey sarpasarmaydi, sarmaydi hersey, sarma demisken dusundu...etli bir yaprak sarmasi olsa nasil yenirdi simdi..uff acaip cani cekmisti, annesi ne guzel de yapardi. Annesi don artik kizim diyordu, mektupta diyordu, yok ya da telefonda diyordu, ya hayir bildigin facetime da diyordu...Gupgurbet oralar yavrum don artik yeter diyordu annesi, hala etli sarmada kalsa da akli nasil donecegini bilmiyordu...ama bir romana boyle baslanmazdi ki, romanlardaki kizlarin cani sarma cekmezdi cekse de bunu zank diye belirtmezlerdi belki de. Neden hicbirseyi beceremiyordu, bi de neden insanlar cok saf saniyorlardi ki misal. Kimsenin kendisini sevecegine inanmiyordu,aslinda kimsenin kimseyi sevebilecegine inanasi gelmiyordu... insanlar parayi seviyorlardi, iyi markalari ve artizlik yapmayi... Kim canlarini yakarsa ona daha cok baglaniyolardi bunu arkadaslari ogutlemisti ona ya da bi filmden falan duymustu. Ama olsundu milyarlarca insan vardi muhakkak iyi insan olmaya deger veren birileri vardi, olsundu, artik, napsindi baska caresi yoktu hafif sitemkardi... Hem yalnizlik fazla uzaklasmis olmasindi, hala izleri vardi, bu satirlari okurken de fazla uzaklasmis olamasindi yalnizlikla bile anlasamiyordu yuh olsundu...Eskiya filmindeki gibi yanlislikla carptigi adam "host onune bak ayiii" dediginde emanet silahla bir kursun mu siksaydi o da kotu insanlara..anlamazlardi ki, hayat zordu insanlar daha da zordu..simdi gitsindi birsuru isi vardi, bos bos yazip yazip durmasindi, para edecek seyler yapsindi...Hicte sevmezdi parayi ve insanlarini, cidden sevmezdi, tek istedigi hayatini idame ettirecek istedigi okulda egitimine devam etmesini saglayacak kadar kazanmakti...Bir romana bas rol olamayacak kadar yitik bi karakterdi lakin karaktersiz degildi...Bu anlatilan kiz yardimci elemandi elbette  yoksa kim bu kadar bunaltici bi hikayeyi merak etsindi ki? bos bir mutfakta fayans saymak bile bu kizin hayatindan daha surprizliydi...asil kiz hep bildiginiz gibi iste film gibi her isleri yolunda giden kizlar, cicekli fistan giyen kizlar, elleri minicik yurekleri kocaman kizlar...

Neyse cok sukurdu haline, bi bakin bakalim uzay boslugunda miydi? kapiyi disardan kapayindi, dinlensindi biraz...

The Son




Thursday, May 29, 2014

Bana niye uctun ki?

Kagittan adam,
Ruzgardan adimlari
 oraya ve buraya
Yuregimi savurup
Inceden bir huzunle
aklimda kaliverdi...

Enfes bir yalnizlik bu
Ellerimle onardim
Kanadim yetmeyince
Adimlarimi kattim

Enfes bir ayrilik bu
Herkes tamamlandi
ben yine yarim kaldim

Bana dogru ucustu
Ucustu da ucustu
Megerse kagittanmis
alev alip yok oldu...

Yollari dugumlesem
cantama yerlestirsem
Her kose bana ciksa
yine ucar gidersin...
adimlarin ruzgardan...
aklimda kaliverdi..
Yakti ve yaniverdi..


yandi, bitti kul oldu...




Monday, May 19, 2014

Ulkem bana baskalasmis, musadenizle su kosede iki dakka yiteyim...

Ulkemdeyken baska ulkelerde yasayan insalara heveslenirdim. Gunde bi iki saat kadar hayal kurar bambaska ulkelerin bambaska sokaklarinda adimlarca kendime yabancilasirdim. Simdi baska bir ulkede kendi ulkemin hayalini kuruyorum demek ki ulkem bana baskalasmis... Orda olmak istiyorum ama burdan koparsam yitermisim gibi geliyor... eger sen bulacaksan varsin yiteyim ama beni arayan da cikmaz ki...kayboldugumda bana yardim etmeye calisan herkesi kotu bellerdim... Sense nerde oldugunu bildigin kimselere nerdesin diye hesap sormayi huy edinmissin... Ayri yonlerde uzaklasalim birbirimize tipki suan yaptigimiz gibi... Hala sicak fazla uzaklasmis olamayiz demek ki... Kirintilarindan dalgalarca coskular yetistirdigim denizlerde bogulasica,! Bu da beddua mi be karinca nefesimle firtina dogururum ikiz biri kiz biri erkek... Ben sana firtina hazirlarken sen tukrugunde bogulursun o da ayri mesele... Sessizlik benim karargahim, dedim ya kaybolsam hatirlanmam, eve donus yolunda muhakkak unutulan bir baharat gibi sirf kendime bozulur sirf kendime kokarim... Ama nefes  aldigima gore bu cesedi biraz daha tasiyacagim gibi gorunuyor... Roma'da kaybolsam,  Euphoria benim adim , Romanin hasta prensesi hatiralarimi naftalinlere bogdum yeni bisiler var mi? Degisik?

Thursday, May 15, 2014

Beni talimatima uyup
Gunesin gormedigi cocuklarin ulasamayacagi serin
Bir rafa kaldirmislar
Hicbir cocuk bana ulasamiyor
Halbuki heybemde seker sakliyorum
Sevinsinler icin...

Wednesday, May 14, 2014

Cesedimi yuklendigime gore
Bana bir aydinlik borclusun
Ete kemige burundugume, tek bir sayi gibi gorundugume
Yerle bir olup surundugume gore
Her sevincinde bir burukluk borclusun
Aglamak bir lukstur uzulebilmek
Bununla siyrilamazsin, uzulmeyi kardan sayamazsin,
Ben mezarimi alnimda tasiyorum
Beni gozunun gormedigi bir yere kaldirsan da
Icini kemiriyor bulacaksin

Friday, May 9, 2014

Sobe

Basimin ucunda bir duman var
Hayir icime cekmiyorum sakin ol
Dudak tiryakisi oldugum acilar
Bir sokak arasinda unutuyorum adimlarimi
Pabuclarima bulasmadan babamin izin vermedigi
Roma sokaklarinin tozu dumani
Telasi bastirarak kapadigim valizden soruyorum
Parmak uclarim dudaklarimdan once tanidi bakislarimi
Insan kendi gozlerini opemiyor
Kucaklayamiyor gelislerini
Insan kendini kopartamiyor
Olgunlasinca dustugu yer de vatan degil
Cicek acmak isterdim
Oteki kizlar gibi
Bahar bilmek isterdim, ve belki baharat kokmaktan yucedir
Cicek kokmak,
Ben Roma'da kaybolmaliyim
Hayallerimde bictigim elbise
Caiz degil bana kusanmak
Kaybolayim nasilsa
Kader bir cilve yapar

Wednesday, May 7, 2014

yuregimi avuc iclerimde sakinlestirebilse idim keske...

Belki inanmayacaksin icim bombos, calar saat kurmusum gibi bi iki tepki veriyorum saga sola, oteye gidiyorum beriye geliyorum, keske sunu soyle yapsaydim keske bunu boyle demeseydim kirintilarini sunnetliyorum aklimin...

keske yuregimi avuc icimde sakinlestirebilseydim. basini oksayabilseydim, yatissin diye ninni soyleyebilseydim... Beni duyabilir misin? Gelme yanima, ellerime vurma ruyalarimda, ellerimi acitma, haberim bile olmadan beni kenarda kosede icinden icinden suclama...Keske o halde senin yuregini avuc icimde saklayabilseydim, unuttursaydim sana geri vermeseydim, nicedir istemiyor muydun kurtulmak..iste sana firsat...sakince uyu simdi, kucucukken annen banyo yaptirmis temiz pijamalar giydirmis tertemiz carsaflarin icinde iyi bi uyku cekecekmissin gibi, yureksiz -ki bendedir onu guzel saklarim- tasasiz biraz kal oylece...
yoksa sen kaloriferli evde dogmus beton yapi cocugu musun? bilmiyorum ki, bilmek dahi istemiyorum...benim cocuklugum sadece yazin ziyaret ettigimiz kurak ama sevimli koydeki tezek kokusuyla, deniz kenarinda hala ne kokusu oldugunu bilmedigim yalin bir kokuyu karsilastirmakla gecti... ordaki yasitlarimin hayatiyla kendi hayatimi hediye olarak onlara aldigim yazlik terliklerle kendim icin aldigim terlikleri karsilastirmak kadar zordu bazen..onlari seviyordum ama herseyin en guzeli benim olsun istiyordum...sobali bir evde dogdum, sobali ev usumeyi ogretir, kafani dinlemek icin verdigin usume fedakarligi...annemi kenarda kosede aglarken yakalardim hep, keske annemin yuregini de ellerime alip sakinlestirebilseydim, operdim hem, cok severdim annemin yuregini kesin cok severdim...annemin yureginin de gamzeli bir gulusu mu vardir ki acaba kendisi gibi, pembe yanakli, yumusak sesli, ince ruhlu mudur annemin yuregi? sen ben annem...herkesin yuregi kendinde kalsin fakat, belki kendi yuregimi sakinlestirebilsem annem de sevinir, senin yuregini bilmiyorum ama bilmek de istemiyorum, ne cok yoruldugumu yeni farkediyorum, insanlardan cok yorulmusum, zaten sen illa ben, gelme, ben de gelmiyorum...yureginin bir vesikaligini bana verir misin, hatira saklayayim?

Monday, April 28, 2014

ben de bilemiyorum size ne iyi gelirki acaba?

Alisveris posetinde saadetini tasiyan yenilikci bir kizin cantasinda just in case (her ihtimale karsi) tasidigi bir dudak nemlendiricisinden daha onemliyim ben... Bana cocuklar anne demez, hic bir cocuk anne demiyor bana, biliyorlar agladiklarinda biberonlarini ben doldurmuyorum, biliyorlar uzerinde ayiciklar olan ici temiz kiyafet dolu, cocuk mamasi kokan biraz da kusmuk kocaman bez bir canta tasimiyorum... Ben onlarin bildigi alisageldigi herhangi bir anne olamazdim da zaten... Kendimi fevkalade avuturum parmaklarinizi yersiniz...
Begenilmemis bi kismi isirilmis cope atilmaya kiyilamamis bir cikolata parcasi gibi,  yasli bir kadinin tuylenmis, cengelli ignesiyle ustunde ic cebinde just in case bulundurdugu  nuskali yelegindeki tarif edilemeyen fakat burun oksamayan kokusu gibi, daha birsuru sey gibi, ama hep istenmemek ve yitmekle alakali...

Thursday, April 24, 2014

Yine donduk basa, kel basa simsir tarak...

Ben insanlari anlayamiyorum arif, tarif etme bosuna silik bir ses iyilik artik kulaklarimda...anlatma ne ben anlayabilirim ne sen dogruyu saklayabilirsin avuclarinda... Cok seyler var icimde lakin simdilik susayim o halde hadi bakalim. Bir terzi yamaginin  yuregi gibi pir pirr neyse bu da boyle bu kadar kalsin... Ucbinbesyuz seksen kere ogutledim kendimi yine tutmadi yine yetmedi yine bitmedi... Heryerim cok sanciyor anliyor musun?

Sunday, April 20, 2014

Ilelebet konusmayalim?

Belki benim ben oldugumu bilmeseniz daha guzel daha mozaik mermerler doserdim adimlarinizin altina, ne degisik bir hikaye derdiniz belki, ne acikli..ama simdi yazsam herseyin altinda bir gerceklik payi ararsiniz ben bilirim sizi, benle tek konusmayi da istersiniz, "suraya gecelim mi?" "sorun ne" "nen var kuzum?"...

Benim ile size cok ilginc gelen olaylardan yola cikar, azicik ama muhakkak kimyamizdan bahseder misalen "bizim senle farkli bi arkadasligimiz oldu dimi?" ya da dur daha iyisi var "sen bi baskasin" der sonra ustune biraz "seni bir ben anlarim" seper oh hop uff e ama yuh ama orda bi durun...Cok acaip cozulesi hakkinda konusulasi bana bol bol akil verilesi ben var ya senden daha terapistim  o okulu bosa okudun denilesi, yemekten sonra icilesi yahu ulan canim insanlar tereciye tere satmayin rica ederim... Ya senin cozumun kadar kafamda tilki var benim hu hu? hem ya ben cok kizginim simdi devam edemiycem...

sizi Robert ile basbasa birakayim, mendil var ust cekmecede, battaniye alt cekmecede, ben evde bile yokum cay var temiz carsaf geberene kadar horlayin iyice dinlenin horlayin horlayin tavan basimiza yikilsin agzina bagriyim... cok afedersiniz, cicekli fistanlar giyen cici kizlar boyle konusmaz..ama ben aksi bir yasli olma yolunda pek emin adimlarla ilerliyorum...saadetler..

Duvar Onarımı

Donmuş toprağın dalgasını duvar dibine gönderen
Duvarı sevmeyen bir şeyler vardır,
Ve güneş altında kazara döker yukarıdaki iri kayaları,
Ve iki kişinin yan yana geçebileceği boşluklar oluşturur.
Avcıların marifeti başka bir şeydir:
Taş üstünde taş bırakmadıklarında
Onarım yapmaya geldim onların ardı sıra,
Fakat gizlendiği yerden çıkarırlardı tavşanı,
Hoşnut etmek için havlayan köpekleri. Bahsettiğim boşlukların
Yapımını ne kimse gördü ne de işitti,
Fakat baharın onarım zamanında buluruz onları orada.
Tepenin ardını bilsin istedim komşum;
Ve bir gün buluştuk çizgide yürümek için
Ve tekrar belirlemek için aramızdaki duvarı.

Yürürken koruruz aramızdaki duvarı.
Her birimizin payı tarafımıza düşen kayalardır.
Ve bazıları somun gibidir ve bazıları handiyse gülle
Dengede tutabilmek için onları nöbet tutmalı:
“Sırtlarımızı dönene kadar sen orada kal! ”
Dokunarak onlara kuşanırız parmaklarımızın pürtüklülüğünü.
Ah, yalnızca başka bir oyundur dışarıda oynanan,
Herkes bir tarafta. Dahası da var:
Duvarın olduğu yerde duvarın gereği yoktur:
Onun ağaçları hep çamdır ve benim bahçemde ise elmalar.
Elma ağaçlarım asla karşıya geçerek
Çam ağaçlarındaki kozalaklarını yemezler, diyorum O’na.
“İyi çitler iyi komşular yaratır” diyor yalnızca.
İçimdeki haylazlıktır bahar, ve merak ederim
O’nun aklına bir fikir koyabilir miydim diye:

“Çitler ne diye iyi komşular yaratsın ki? Çitler
İneklerin olduğu yerde değil midir?
Fakat burada inek yok ki.
Bir duvar örmeden önce bilmek isterdim
Neyi duvarın içinde ve dışında bırakıyorum,
Ve kime bir suç yükleyeceğimi.
Duvarı sevmeyen bir şeyler vardır,
Duvarı yıkmak isteyen”. “Peri” adını takabilirim O’na,
Fakat tam olarak peri değil, ve keşke
Kendisi söyleyebilseydi kendisine. Orada görürüm O’nu
Her bir elinde tepesinden kavradığı bir taşı
Kararlılıkla getirir, tıpkı taş devrinin yabanisi gibi silâhlanmış.
Karanlıkta kımıldar gibi gelir bana,
Ağaçların ve ağaç gölgelerinin değil yalnızca.
Babasının söyleyişinin ötesine geçmeyecek,
Ve bunu çok iyi düşünmüş olmaktan hoşlanır
Ve yeniden der ki, “iyi çitler iyi komşular yaratır”.

Robert Frost (1874-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

Saturday, April 19, 2014

Cok Degistim Ben, Degisiyorum Yani, Ugrasiyorum, Valla bi Degisirim Gorursunuz Ha

Twitter'dan kurtuldum, Instagram'a hic kapilmadim zaten, Facebook icin de planlarim mevcut gittim gidicem yani I'm so close, en guzeli burda olmak yazmak yazmak, herseyi yuzume gozume bulastiririm ben acimam da, neyse degismek isterken bile degistim sayilir, gel o yokusu beraber sirtlanalim, beni bilemedin, ki ben kavgana sahip cikardim...

ben olmasam cok mutlu olcaksiniz, al iste gidiyorum...balonlar alt cekmecede party hard y'all!


Friday, April 11, 2014

Bugun Kiyafetim Yuzunden Horlandigim Bir Gun...

bugun kendimi kacirip ellerimi baglayip hatta agzima bir bant gecirip kutuphanenin zengin sidigi kokan tuvaletinin aynasina hapsettim..."Lutfen ellerimi cozer misin bileklerim aciyor" dedim ama dinlemedim...cozmedim bileklerimi acmadim agzimi bekledim..aynada oylece kendimi seyrettim, "bi bakar misiniz" diye sordum, "ne var ne bakiyosun ulan" dedim..."Ulan kac yil oldu hala ayni tantana" dedim, bazi gunler kendimi hayatinda hicbirsey basaramamis, kahvede gun olduren kari dirdirindan bikmis bi adam gibi hissediyorum, iste bugun o gun, bileklerini bagladigim, agzina bi sussun diye koli bandi gecirdigim kisi su bildiginiz Zeynep, iyi bi kizdir, esneme payi hesap ederek yaratmis Rabbi hunharca duygularini somurebilir hikayelerini calabilir, azarlayabilir ve iyiligini kendi iyiliginizmis gibi suistimal edebilirsiniz...Tuvalet aynasinda hapsettigim hoduk Rifki...Rifki kari dirdirindan bikmis usanmis bi adam, Rifki 18 yildir kadin kelimesine bile tahammul edemiyor, aksama kadar cay icip sigara tutturmek istiyor Rifki, hic birsey basaramamis hayatinda tam sukredecek bir balgam musallat oluyor dokemiyor dudagindan bir "cok sukur halimize"...Rifki'yi simdi yerle bir ettim ama Rifki benzin alirken son model jipinin siyah camlarinin ardinda eli ile canli canli narkozsuz hap imalati yapan daha sumugun burnuna ulasmasini beklemeden direk olusum asamasindayken beyninden koparan ticaret erbabi orta yasin ustunde eve ekmek goturen fakat karakterinin sifirin altinda seyrettigi adam gorunumlu sumuk birikintisinden cok daha iyi bir adamdir...Bi kere Rifki insanlari parasina gore horlamaz dinler, mesela kim cay ismarlasa dersin ki Harvard mezunu bir terapist adeta dinler yorum yapar, "herseyi cogk kafaniza takiyonuz" der. Siyasetten mi konusulacak dersin Political Science da doktora yapmis bir cumle ile ozetler "cogk karistiriyolar ortaligi" gibi genel bir cumle kullanir sen al parcala birazini simdi ye birazini cayla ekmeksiz gotur...Rifki oldum ellerimi bagladim kendimi bir Cuma aksami bos kutuphane ayasina hapsettim ve izledim...Bugun beni kiyafetim yuzunden horladilar uzuldum, Zeynep boyle seyleri kafaya takiyor iste, sonra tokatladim Zeyneb'i Rifki olarak "Cogk gafana takiyon herseyi dedim, herkesi cogk gafana tagkiyon, derdin ne senin sukrunu hic bilmiyon giz derken bir oksuruk tuttu, hevesim kacti cozdum ellerimi, enseme dostane iki tane vurdum...Bazen cok ustume geliyo hayat be Rifki...dersin herseyin yuku benim omuzumda...Dirdirin da hic cekilmiyor be Zeynep, giy bi cicekli fistan karis arasina kizlarin belki ayirt edilmezsin, belki icinde bir Rifki bir Zeynep bir Elif oldugunu ucunun de kuyruklarinin birbirlerine degmeden dolastigi bi hayal dunyan oldugunu anlamazlar..Elif kim mi? halim yok anlatmaya belki baska zaman...selametler, saygilar...

Monday, April 7, 2014

bu son olsun diyorum

Bu artik son olsun diyorum, bi daha olmasin Nasuh gibi kararli olayim diyorum bu gercekten son olsun...



cok sevdim...

icinde olmak istedigim evler kadar
hic bitmesin dedigim vakitler kadar
ikindi vakitleri kadar
gecip gidenler kadar
bir ara duranlar kadar
kiminin hakki yok bunlara
ben tam onlardan biriyim
asiri uzaktayim
hakkim yoktu yine de cok sevdim
kendi kendine bir kenarda kuruyan bir zeytin daliyim
sustur beni...

Monday, March 17, 2014

ustunde dirseklerimi curuttugum masamda hep bir bicak bulundururum
yo hayir kendimi oldurmek icin degil
trajedi budalaligi yapmayin hemen
dusunmeyin masasinda keskin bir bicak
ah bu kucuk budala canina kiyacak
guluyorsunuz niye?
dogru ya artik kucuk de degilim

yeni bir bahanem var artik kacmak icin
buyudum ve buyudu sirtimdaki yokuslar
buyudum ve buyudu inisler ve cikislar

bu dunyanin bir cikis kapisi olmali
bir balkonu olmali yalniz kalinacak
bir dugmesi olmali kapatilacak
bir ipi olmali kesilecek
bir cani olmali alinacak
bu sirri bilen kac kisi kaldi ki?

bicak iste o bicak
gozlerinin ustume dusecegi gune kadar
golgesinde kalacagim
ceketimin cebinde bir bicaklik daha yer var
yo hayir kendimi oldurmek icin degil
bir bankta oturup yasak bir elma soymak icin
dost belledigim kaygilarima


Friday, March 14, 2014

Onemsiyormus gibi Yapma Edatlari

yenilmekligimce, yenildigim kadar, yine'ye aci bir yenilisimdir..dinle ey zerzevat cercabut bedbaht ve belediye cukurunda yardimsiz kalasica ben, dinle sozum sana!...
pejmurde bir yenilenmenin kiyisinda yine zamanin saatin yakasina yapistigi uykunun uzerimize oturdugu deli vakitlerde, "bu son ama artik" kalibini yirtarak ve dahi parcalayarak belki ha belki affa mazhar olurum bir degisme imkani verilir bana, inadina inadina hep hayalini kurdugum o pembe panjurlu cici kiz olma imkani belki ha? cicekli elbiseler giyen, guzel konusan, hatta hayal degil mi lan cok afedersiniz gercekten guzel mi guzel bi kiz falan... hacmi genis bir hayalin ucuklayan dudaklarinin efsanevi kivrimlarinda benimle alay eden bi gulus sezdim, iyi mi? guluyor ama bana guluyor ustume guluyor ben o tatli tatli gulumsuyor saniyorum gercek olur saniyorum ama o tabiki ustume guluyor...

sinsice kanima akrabalik kuran virusler var, hapsirtiyor, oksurtuyor halsiz birakiyor ve goz yasartiyorlar sonra muhakkak benim iyiligim icin gecip gidiyorlar, tebessum degil o dudaklarin kulak kenarina parkedisleri, ustten ustten bakiyor bana guluyorlar, ustume guluyorlar, "ne zavalli kiz kac yasina geldi hala....." li cumlelerde can yakici bosluk dolduruyorlar bana dair bana ragmen!, ya da belki ben kirmadikca "aman kiralim gitsin oturmaya mi geldik ayol" diyorlar hatalarimdan dolayi hesap da soramiyorum, ne hata yaptim da basima geldi de diyemiyorum desem "hadi bi fikra anlat" dediklerinde oldugu gibi aklima hicbisi gelmiyo zaten isyan edemem zaten korkuyorum zaten sonra bu kadari bile sukursuzluk zaten sacini basini yolarim senin kir bacagini otur derken buluyorum kendimi...

Anlatilanlarin Teknik Kismi

Onemsiyormus gibi Yapma Edatlari

"hadi bi fikra anlat gulelim"
 "ya uzulme ya da uzul acilirsin"
 "ya aglama ya ya da agla icine de atma ama!"
"sukursuzluk etme"
"oyle deme"
"bana sorarsan"
"sen bilirsin"
"hayirlisi olsun"
"Ama ben demistim"
"sen cok iyisin"

su yukardaki asiri dostani onemsiyormus gibi yapma edatlari tanidik mi yabanci? Dunya cok kalabalik iki dakka disarda konusalim mi? sen anlat ben dinlerim oturmaya geldim ulan var mi otesi?...



Monday, March 3, 2014

ufak ufak cildirsak ya azicik, iyi olur belki hersey duzelir....

boyle degisik durumlarin icinde ortasinda tam ortasinda kendimi buluyorum, sonra kendime "sana ne oluyor seni artik taniyamiyorum" diyorum,"yikil karsimdan lanet olasi pislik" diyorum sonra lanet olasi dedigim icinde kendime tekrar kiziyorum bu kadar cok seyle ve kendi kendimle basa cikamiyorum sonra, sonra ne mi oluyor, yine kendi kendime kaliyorum...siir var yine bi iki satir katledip rahatlanir, olmedik ya, oledebiliriz, olmek dusuncesi de rahatlatiyor, olmemek dusuncesi de.. Olum var diye de rahatliyoruz, olmedik ya diye de...ama sarkiyi buraya koymaya gucum yok suan, aslinda bu kadarini yazmam bile mucize hic bir seye gucum yok bu ara...

 ustune namazdayim donucem yazilmis bayat kagit helva kokan koy bakkali gibi hissediyorum, cunku takdir edersiniz ki cikmamis candan umut kesilmez... bakkal sahibi heran donebilir, bakkali arazisi yuzunden ucuz bir meblaya zengin kotu adamlara devredebilir, namazdan sonra hevesi kacabilir kahveye gidip orda vakit oldurebilir...ya doner ya donmez, umut ekmegin fakiri, ya da fakir umudun ekmegi hic olmadi ekmek fakirin umudu, umut dahi fakirin ekmegi...




Sezencigim'den "Biliyorsun"

 dukkanda yokum biliyorsun, belki donerim belki donmem biliyorsun, gofretler bayat biliyorsun, adettendir diye mahalle muhtarligina da adayligimi koyacagim biliyorsun, namazdayim biliyorsun, biliyorsun...

Konuya bu kadar baglayabildim sarkiyi dinlerseniz dinleyin iste sanki herseyiniz tamtakir Allahasen...

Sunday, February 23, 2014

Belki

Bizim kadar degil, belki bir parca daha eski bir durum bu...Ben eski miyim, ne kadar eskiyim, ima edebilir miyim, iyi miyim, aransam bulunurmuyum, yuz derece kaynatilsam buharlasir miyim? sabah erken kalksam sarki sozu yazip unlu olabilir miyim? Ben okulda cahil mi kaldim, yoksa hayat cahil ben mi pek ogrendim?butun garip seyler toplanip benim basima mi gelir, hep sesim mi titrer, cok basim bulanir mi ya da midem doner? 


Sunday, February 9, 2014

Mike Mike Mike bu sefer ne var in your pocket for us other than a "hole",We will take anything but nothing is hard to hold !


Bu sarki bi acaip, bunu Mike yazmasaydi buyuk ihtimal ben yazardim...Yazardim, soylerdim, uzulurdum, sora gecerdi...Niye gecmesindi, hersey yerini bulurdu, bulsundu benim de evim diyecegim bi "hole" um olsundu...Storyteller storyteller bana ne var in your pocket? there is a hole in your pocket? Oh I see I see, you are on my mind too, never to keep never to forget...Mike arada owha gibi bi ses cikariyosun muzik hizlaniyo ya, ya hakikaten feeling neglected seriously, seriously..sen yazmasaydin ben yazacaktim, madem once davrandin dinleyelim hep beraber...

Tuesday, January 21, 2014

Bazi Agrilarin Insani Adam Edebilme Becerisinin Uzerine

Bazen baya anlamsiz geliyor ya, oyle anlamsiz, anlamadiginiz yer oldugunda sorun diyorlar, anlamadiysam neresini sorayim kadar kendinden emin, ve agrilarin beni daha iyi bir insan yapabilecegine bagladigim umut kadar saglam, bu cumleyi nereye baglamam gerektigini hic bilmedigim kadar basina buyruk, buyrun bana mi seslendiniz sorusu kadar formalite, bilmedigim kelimeleri kullandigimda pir pir heyecan yapmak kadar falan ve fulan, failatun failatun mefailun...

"Butun kemiklerim agriyor cumlesindeki mel'un ozneyi bulunuz"

 Romatizma!

Bir bilmecem var tifillar, haydin sor sor, yagmurda karda belirir acaba nedir nedir?
Sebepsiz agri deyince akla tamam simdi buldum hemen onun adi gelir Roma Roma Tizma (koro)...

Ben Roma'da kaybolayim diyorum, Roma gelip tiz tiz olumsuz bir ekin gune isiyacak gecesinde benim omuzlarimda yurekleniyor...Madem geldin Romatizma, hosgeldin, yerles bakalim hincini alabilecek misin benden? Bir Roma bir Tizma'ya bre Tizma gel beraber su zeynebi telef edelim demis...Demek ki usuyorum, demek ki sirtimdaki bu yokusla daha cetin bir yokus devirmek aptallikti...Belki yorulur belki giderim lakin Euphoria degilim artik..

Euphoria Roma'da kayboladi, Roma'yi omuzlarina aldi, baska bir Ulke'de kaybolacak, Ya Dublin Ya Portland sec bi yer!

Senle organik insan kani servis eden bir vampir cafe isletmek istedim tam da simdi...Kavonozlarda sakladigim iyi insanlari buzluktan cikarayim da cozulsunler, hemen ise koyulalim...