Tuesday, October 9, 2012

Sessiz yazarin kelimesi bile utanir okunmaktan...

       Yazan insanlari seviyorum, ama sessizce yazanlari en cok, boyle ariyorum, buluyorum ve okuyorum onlari...Binlerce insanin gozuyle duygusuyla kirlenmemis yazilari, tipki yitik egolari gibi kendine guvensizlik gosteriyor icinde muthis bir anlam tasisa bile sectikleri kelimeler...yazan insan cok, konusanda...ama yazinca kelimenin namusu daha cok korunmus oluyor sanki...konusunca ses tonu incitiyor kelimeyi, gozlerin, ellerin, butun azalarin ayri ayri yutuyor manayi konusunca kelimeyi...yazi yazarken seni gormuyorum, sacini ne tarafa ayirmissin, gozlerin nasil bakiyor, nasil guluyorsun, gormuyorum ya ne anlatmaya calistigini daha iyi anliyorum...Kendini ses tonuyla pazarlamaya da yer yok yazida.. en guzel!...ses tonunu iceri verip kelimenin anlamina gosteris lekesi surulmemis oluyor..herseyi ifade etmek icin tasarlamak da guzel, silmek de eger yanlis birsey demis isen..hey sana soyluyorum dibe koseye saklanarak yazan sana...devam et, durma...Sen yazinca ben diyorum ki hala kendinden once dusuncesinin onemsenmesini isteyen insanlar var hayatta!!!

Seninle bir cay icsek muhabbet etsek diyorum satir satir ne dersin? Limon agaclarinin cicek actigi ikindi bir vakitte....

No comments:

Post a Comment