Monday, April 28, 2014

ben de bilemiyorum size ne iyi gelirki acaba?

Alisveris posetinde saadetini tasiyan yenilikci bir kizin cantasinda just in case (her ihtimale karsi) tasidigi bir dudak nemlendiricisinden daha onemliyim ben... Bana cocuklar anne demez, hic bir cocuk anne demiyor bana, biliyorlar agladiklarinda biberonlarini ben doldurmuyorum, biliyorlar uzerinde ayiciklar olan ici temiz kiyafet dolu, cocuk mamasi kokan biraz da kusmuk kocaman bez bir canta tasimiyorum... Ben onlarin bildigi alisageldigi herhangi bir anne olamazdim da zaten... Kendimi fevkalade avuturum parmaklarinizi yersiniz...
Begenilmemis bi kismi isirilmis cope atilmaya kiyilamamis bir cikolata parcasi gibi,  yasli bir kadinin tuylenmis, cengelli ignesiyle ustunde ic cebinde just in case bulundurdugu  nuskali yelegindeki tarif edilemeyen fakat burun oksamayan kokusu gibi, daha birsuru sey gibi, ama hep istenmemek ve yitmekle alakali...

Thursday, April 24, 2014

Yine donduk basa, kel basa simsir tarak...

Ben insanlari anlayamiyorum arif, tarif etme bosuna silik bir ses iyilik artik kulaklarimda...anlatma ne ben anlayabilirim ne sen dogruyu saklayabilirsin avuclarinda... Cok seyler var icimde lakin simdilik susayim o halde hadi bakalim. Bir terzi yamaginin  yuregi gibi pir pirr neyse bu da boyle bu kadar kalsin... Ucbinbesyuz seksen kere ogutledim kendimi yine tutmadi yine yetmedi yine bitmedi... Heryerim cok sanciyor anliyor musun?

Sunday, April 20, 2014

Ilelebet konusmayalim?

Belki benim ben oldugumu bilmeseniz daha guzel daha mozaik mermerler doserdim adimlarinizin altina, ne degisik bir hikaye derdiniz belki, ne acikli..ama simdi yazsam herseyin altinda bir gerceklik payi ararsiniz ben bilirim sizi, benle tek konusmayi da istersiniz, "suraya gecelim mi?" "sorun ne" "nen var kuzum?"...

Benim ile size cok ilginc gelen olaylardan yola cikar, azicik ama muhakkak kimyamizdan bahseder misalen "bizim senle farkli bi arkadasligimiz oldu dimi?" ya da dur daha iyisi var "sen bi baskasin" der sonra ustune biraz "seni bir ben anlarim" seper oh hop uff e ama yuh ama orda bi durun...Cok acaip cozulesi hakkinda konusulasi bana bol bol akil verilesi ben var ya senden daha terapistim  o okulu bosa okudun denilesi, yemekten sonra icilesi yahu ulan canim insanlar tereciye tere satmayin rica ederim... Ya senin cozumun kadar kafamda tilki var benim hu hu? hem ya ben cok kizginim simdi devam edemiycem...

sizi Robert ile basbasa birakayim, mendil var ust cekmecede, battaniye alt cekmecede, ben evde bile yokum cay var temiz carsaf geberene kadar horlayin iyice dinlenin horlayin horlayin tavan basimiza yikilsin agzina bagriyim... cok afedersiniz, cicekli fistanlar giyen cici kizlar boyle konusmaz..ama ben aksi bir yasli olma yolunda pek emin adimlarla ilerliyorum...saadetler..

Duvar Onarımı

Donmuş toprağın dalgasını duvar dibine gönderen
Duvarı sevmeyen bir şeyler vardır,
Ve güneş altında kazara döker yukarıdaki iri kayaları,
Ve iki kişinin yan yana geçebileceği boşluklar oluşturur.
Avcıların marifeti başka bir şeydir:
Taş üstünde taş bırakmadıklarında
Onarım yapmaya geldim onların ardı sıra,
Fakat gizlendiği yerden çıkarırlardı tavşanı,
Hoşnut etmek için havlayan köpekleri. Bahsettiğim boşlukların
Yapımını ne kimse gördü ne de işitti,
Fakat baharın onarım zamanında buluruz onları orada.
Tepenin ardını bilsin istedim komşum;
Ve bir gün buluştuk çizgide yürümek için
Ve tekrar belirlemek için aramızdaki duvarı.

Yürürken koruruz aramızdaki duvarı.
Her birimizin payı tarafımıza düşen kayalardır.
Ve bazıları somun gibidir ve bazıları handiyse gülle
Dengede tutabilmek için onları nöbet tutmalı:
“Sırtlarımızı dönene kadar sen orada kal! ”
Dokunarak onlara kuşanırız parmaklarımızın pürtüklülüğünü.
Ah, yalnızca başka bir oyundur dışarıda oynanan,
Herkes bir tarafta. Dahası da var:
Duvarın olduğu yerde duvarın gereği yoktur:
Onun ağaçları hep çamdır ve benim bahçemde ise elmalar.
Elma ağaçlarım asla karşıya geçerek
Çam ağaçlarındaki kozalaklarını yemezler, diyorum O’na.
“İyi çitler iyi komşular yaratır” diyor yalnızca.
İçimdeki haylazlıktır bahar, ve merak ederim
O’nun aklına bir fikir koyabilir miydim diye:

“Çitler ne diye iyi komşular yaratsın ki? Çitler
İneklerin olduğu yerde değil midir?
Fakat burada inek yok ki.
Bir duvar örmeden önce bilmek isterdim
Neyi duvarın içinde ve dışında bırakıyorum,
Ve kime bir suç yükleyeceğimi.
Duvarı sevmeyen bir şeyler vardır,
Duvarı yıkmak isteyen”. “Peri” adını takabilirim O’na,
Fakat tam olarak peri değil, ve keşke
Kendisi söyleyebilseydi kendisine. Orada görürüm O’nu
Her bir elinde tepesinden kavradığı bir taşı
Kararlılıkla getirir, tıpkı taş devrinin yabanisi gibi silâhlanmış.
Karanlıkta kımıldar gibi gelir bana,
Ağaçların ve ağaç gölgelerinin değil yalnızca.
Babasının söyleyişinin ötesine geçmeyecek,
Ve bunu çok iyi düşünmüş olmaktan hoşlanır
Ve yeniden der ki, “iyi çitler iyi komşular yaratır”.

Robert Frost (1874-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

Saturday, April 19, 2014

Cok Degistim Ben, Degisiyorum Yani, Ugrasiyorum, Valla bi Degisirim Gorursunuz Ha

Twitter'dan kurtuldum, Instagram'a hic kapilmadim zaten, Facebook icin de planlarim mevcut gittim gidicem yani I'm so close, en guzeli burda olmak yazmak yazmak, herseyi yuzume gozume bulastiririm ben acimam da, neyse degismek isterken bile degistim sayilir, gel o yokusu beraber sirtlanalim, beni bilemedin, ki ben kavgana sahip cikardim...

ben olmasam cok mutlu olcaksiniz, al iste gidiyorum...balonlar alt cekmecede party hard y'all!


Friday, April 11, 2014

Bugun Kiyafetim Yuzunden Horlandigim Bir Gun...

bugun kendimi kacirip ellerimi baglayip hatta agzima bir bant gecirip kutuphanenin zengin sidigi kokan tuvaletinin aynasina hapsettim..."Lutfen ellerimi cozer misin bileklerim aciyor" dedim ama dinlemedim...cozmedim bileklerimi acmadim agzimi bekledim..aynada oylece kendimi seyrettim, "bi bakar misiniz" diye sordum, "ne var ne bakiyosun ulan" dedim..."Ulan kac yil oldu hala ayni tantana" dedim, bazi gunler kendimi hayatinda hicbirsey basaramamis, kahvede gun olduren kari dirdirindan bikmis bi adam gibi hissediyorum, iste bugun o gun, bileklerini bagladigim, agzina bi sussun diye koli bandi gecirdigim kisi su bildiginiz Zeynep, iyi bi kizdir, esneme payi hesap ederek yaratmis Rabbi hunharca duygularini somurebilir hikayelerini calabilir, azarlayabilir ve iyiligini kendi iyiliginizmis gibi suistimal edebilirsiniz...Tuvalet aynasinda hapsettigim hoduk Rifki...Rifki kari dirdirindan bikmis usanmis bi adam, Rifki 18 yildir kadin kelimesine bile tahammul edemiyor, aksama kadar cay icip sigara tutturmek istiyor Rifki, hic birsey basaramamis hayatinda tam sukredecek bir balgam musallat oluyor dokemiyor dudagindan bir "cok sukur halimize"...Rifki'yi simdi yerle bir ettim ama Rifki benzin alirken son model jipinin siyah camlarinin ardinda eli ile canli canli narkozsuz hap imalati yapan daha sumugun burnuna ulasmasini beklemeden direk olusum asamasindayken beyninden koparan ticaret erbabi orta yasin ustunde eve ekmek goturen fakat karakterinin sifirin altinda seyrettigi adam gorunumlu sumuk birikintisinden cok daha iyi bir adamdir...Bi kere Rifki insanlari parasina gore horlamaz dinler, mesela kim cay ismarlasa dersin ki Harvard mezunu bir terapist adeta dinler yorum yapar, "herseyi cogk kafaniza takiyonuz" der. Siyasetten mi konusulacak dersin Political Science da doktora yapmis bir cumle ile ozetler "cogk karistiriyolar ortaligi" gibi genel bir cumle kullanir sen al parcala birazini simdi ye birazini cayla ekmeksiz gotur...Rifki oldum ellerimi bagladim kendimi bir Cuma aksami bos kutuphane ayasina hapsettim ve izledim...Bugun beni kiyafetim yuzunden horladilar uzuldum, Zeynep boyle seyleri kafaya takiyor iste, sonra tokatladim Zeyneb'i Rifki olarak "Cogk gafana takiyon herseyi dedim, herkesi cogk gafana tagkiyon, derdin ne senin sukrunu hic bilmiyon giz derken bir oksuruk tuttu, hevesim kacti cozdum ellerimi, enseme dostane iki tane vurdum...Bazen cok ustume geliyo hayat be Rifki...dersin herseyin yuku benim omuzumda...Dirdirin da hic cekilmiyor be Zeynep, giy bi cicekli fistan karis arasina kizlarin belki ayirt edilmezsin, belki icinde bir Rifki bir Zeynep bir Elif oldugunu ucunun de kuyruklarinin birbirlerine degmeden dolastigi bi hayal dunyan oldugunu anlamazlar..Elif kim mi? halim yok anlatmaya belki baska zaman...selametler, saygilar...

Monday, April 7, 2014

bu son olsun diyorum

Bu artik son olsun diyorum, bi daha olmasin Nasuh gibi kararli olayim diyorum bu gercekten son olsun...



cok sevdim...

icinde olmak istedigim evler kadar
hic bitmesin dedigim vakitler kadar
ikindi vakitleri kadar
gecip gidenler kadar
bir ara duranlar kadar
kiminin hakki yok bunlara
ben tam onlardan biriyim
asiri uzaktayim
hakkim yoktu yine de cok sevdim
kendi kendine bir kenarda kuruyan bir zeytin daliyim
sustur beni...