Sunday, March 8, 2015

Bugün Umuda Sövmek Için Harika Bir Gün (Dikkat: bu yazıyı dudak kenarlarınız kulaklarınıza park eder şekilde okumayın, hatta tebessüm bile etmeyin konu çok ciddi)

Aşk başka odaya kaçtı bugün, yine utandı şekersiz kakao koktu durdu tüm gün...

Umursamaz bir hava var yine, işte kararlar alınmış, ben şöyle yapamam, böyle yapamam, bu nasıl insanlık denmiş insanlık nereye gidiyor denmiş zeynebin her zamanki halleri canim...Markette satılmayan ürünlerin tuttuğu toza gözyaşı devşirildiği bir gün bugün, kaderinin fevri yazılmasına sövmüş zeyneb yine utanmış, üzülmüş, çekiştirse biri götürse şuraya demiş, sonra yok ya çok şükür kendi kendini çekiştirebilir sonuçta aşırı özgür diye mutlu olmuş yarım yamalak...yarım yamalak mutlu olmaklar acıtmış canını zeynebin, ama nerem doğruki diyen bir deve kadar özgüvenle bir umut fakiri olduğunu düşünüp boşver demiş...üç düşünmüş, üç susmuş amannnn boşver demiş geçmiş...Ha zeynebin ismini küçük harfle yazıyoruz diye etkisiz bi eleman sanmayın zeynebi ha, bak ne diycem size, zeyneb umut fakiri eyvallah lakin umudzede değil...sizin kristal kutularda sakladığınız gururunuzun bi üst rafında umut saklamıyor zeyneb...umut zehirler biliyor, yaşayacak kadarı yetiyor ona...beklenti üzerime çöktüğünde kapı önüne çıkıp sağlığa zararlı bir umut tutturuyorum hepsi bu...sizin gibi sapık bi bağ kurmuyorum umutla ben yani zeyneb...umuda sahip olmaya çalışmıyorum, umudu yasama amacı edinmiyorum, umudu cam kavanozlarda kendime rağmen kendim için saklamıyorum off yani zeyneb saklamıyor...umut zeynep için bir zamanlar hediye edilmiş bir çiçek...sulamış bir süre, dalından koparılıp zeynebe verildiği için solmuş zeynepte almış günlük hayatının içinde kurutmuş hepsi bu...

coştuğum günlere, umuda deli gibi sarıldığım günlere, umut ile korku arasında olmayı imanı bir mesele değil de her durum için geçerli gözle baktığım günlere inat kuruttum onu, umut var ama canlı değil, umut var ama zaten dalından koparılıp verilmişti bana zamanında, umut var ama ben ona iman etmiyorum, insan bildiği şeye iman etmez zaten...bilginin kaynağını hakkal yakın bilip başka hiçbir bilgiye muhtaç olmayacağım günü kavanoza koydum suluyorum...bu çiçek yaşar mı yaşar, bu da bir umut mu umut elbet...Hallacınki bir umut muydu? Umut aslında sevilesi mi? bel bağlanası mı? yıkayıp güzel kokularla saklanası mı? içim kurudu, umut kurudu, biz kupkuruyuz...coşup gürlemek, esip ilerlemek günlerini hikaye sanıyor zeyneb artık...

Buzdolabının yumurta çekmecesinde tek dal kalıp unutulmuş bir sarımsak kadar dinginim ben, yani o kadar dingin zeyneb...Kendine bile kokmuyor, tükenmek korkusu şarlatanlık, komiklik, hissiz bir şaka, kırıcı...belki pişen bir yemeğin içine atılıp laf olsun diye yiter giderim, hani çöpe gitmem en azından, ziyan olmam daha ne...lakin artık tohum olamam, yeniden açamam, yani zeyneb yeniden açamaz, hatta kokamaz les gibi bile kokamaz...

bu çok acıklı mı geldi...? müzik de yok ya hani sarmadı dimi kuru kuru? umudun kurutulup saklandığı yerde eğlence arayan sizin budalalığınız olsun mu gülmeyi istemek?

Ahh Romalılar! güleniniz benden uzak dursun, zeynebden de uzak dursun güleniniz, sevmiyor zeynep hiç sevmiyor yerli yersiz gülünmesini...


-nerelisin?
+Doğum Umut ama aslen Sevimliyim ben siz?
-git burdan, yoksa seni de kurutup saklar zeyneb...







No comments:

Post a Comment